Bekçilerin Kimlik Sorma ve Üst Arama Yetkisi



 Bekçilerin Kimlik Sorma ve Üst Arama Yetkisi: Hangi Mevzuat Geçerli?

Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin 2023/2567 K. Sayılı Kararı Işığında Değerlendirme

I. GİRİŞ

Son yıllarda bekçilerin sokakta kimlik sorması ya da şahısların üstünü aramasıyla ilgili hukuki tartışmaların artması, özellikle ceza yargılaması bakımından kritik bir noktaya işaret etmektedir: Hangi kanun yürürlükteydi ve suç tarihi ne zamandı?

2023 yılında Yargıtay 10. Ceza Dairesi tarafından verilen 2021/15975 E., 2023/2567 K. sayılı kararda, olayın gerçekleştiği tarihte 772 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu yürürlükte olduğu için bekçilerin kimlik sorma ve kaba üst araması yapamayacağı vurgulanmıştır. Ancak, bu karar 7245 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 18 Haziran 2020 tarihinden önceki olaylar için geçerlidir. Bu detayın gözden kaçması, savunma stratejilerinin çökmesine dahi yol açabilir.


II. YARGITAY KARARININ ÖZETİ

İlgili Yargıtay kararında, olay tarihinde 772 sayılı Kanun’un yürürlükte olduğu, bu kanunda ise bekçilerin kimlik sorma, durdurma veya kaba üst araması yapma yetkisinin düzenlenmediği açıkça belirtilmiştir. Bu sebeple sanığın üzerinde ele geçirilen suç unsurlarının hukuka aykırı elde edildiği sonucuna varılmış ve 5271 sayılı CMK’nın 206 ve 217. maddeleri uyarınca delil yasakları devreye girmiştir.


III. MEVZUATIN TARİHSEL GELİŞİMİ

 772 Sayılı Kanun (Yürürlükten Kaldırıldı)

  • Yürürlük: 1966 - 18 Haziran 2020

  • Kimlik sorma, durdurma ve üst arama yetkisine yer verilmemiştir.

  • Bekçiler esasen genel kolluk yardımcısı olarak değerlendirilmiştir.

 7245 Sayılı Kanun (Yürürlükte)

  • Yürürlük: 18 Haziran 2020

  • 7. Madde: Bekçilere açıkça “şüphe üzerine kişileri durdurma, kimliğini sorma ve üstünü arama” yetkisi tanınmıştır.

  • Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu hükümleriyle paralel düzenlemeler yapılmıştır.


IV. SAVUNMADA KRİTİK NOKTA: SUÇ TARİHİ

Ceza yargılamalarında özellikle “hukuka aykırı delil” iddialarında, hangi kanunun yürürlükte olduğunun tespiti yaşamsal önemdedir.

  • Eğer olay tarihi 18.06.2020’den önce ise:
    772 sayılı Kanun geçerli olur, bu da bekçilerin durdurma, kimlik sorma ve kaba üst arama yetkisi olmadığı anlamına gelir. Bu durumda yapılan arama hukuka aykırı kabul edilebilir.
  • Eğer olay tarihi 18.06.2020’den sonra ise:
    7245 sayılı Kanun yürürlüktedir. Bekçilerin bu yetkileri artık yasaldır. Bu durumda savunmada “yetkisiz arama” gibi iddialar hukuki dayanaktan yoksun kalabilir.

V. HUKUKİ DEĞERLENDİRME

Yargılamalarda, bekçilerin gerçekleştirdiği müdahalelere karşı “hukuka aykırı delil” itirazı yapılacaksa, savunmanın stratejisi şu noktalara dayanmalıdır:

  1. Suç tarihinin 18.06.2020’den önce olup olmadığı belirlenmeli,

  2. Eğer öyleyse, 772 sayılı Kanun’un sınırları ve Yargıtay kararındaki içtihatlar dayanak yapılmalı,

  3. Ancak suç tarihi daha sonraysa, artık yürürlükte olan 7245 sayılı Kanun uyarınca bekçilerin sahip olduğu yetkiler dikkate alınmalı ve savunma buna göre yeniden inşa edilmelidir.


VI. SONUÇ

Ceza davalarında delilin elde edilme yöntemi kadar, delil elde edilirken yetkili mercinin yetkisi olup olmadığı da büyük önem taşır. Bu nedenle, “bekçilerin üst arama yetkisi yoktu” şeklindeki bir savunma, olayın tarihsel bağlamı gözetilmeden yapılırsa fayda sağlamayacaktır.

  • Suç tarihi ile mevzuatın yürürlük tarihi arasında bir uyumsuzluk, davanın seyrini tamamen değiştirebilir.
  • Yargıtay kararları, bu tür detayların göz ardı edilmemesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne sermektedir.

İçtihada buradan ulaşabilirsiniz.

https://onurkucukyetim.av.tr/