İşçi alacaklarında zamanaşımı def’i, belirsiz alacak ve kısmi dava kavramlarıyla birlikte uzun süredir iş mahkemelerinde tartışma konusu. Özellikle bilirkişi raporlarıyla ortaya çıkan ek alacak kalemleri için yapılan ıslah taleplerinin zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi, adil yargılanma hakkı yönünden ciddi hukuki sorunlara yol açıyordu. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 2021/20445 başvuru numaralı, 23.03.2023 tarihli kararı bu soruna cesur bir müdahalede bulundu.
Başvurucu, iş akdinin haksız feshi nedeniyle işçilik alacakları talebiyle dava açtı. Dava belirsiz alacak davası niteliğindeydi. Alacağın net miktarı bilirkişi raporu ile ortaya çıktıktan sonra ıslah yoluyla talep artırıldı. Ancak yerel mahkeme, ıslah edilen kısımdaki talebi, zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesiyle reddetti.
Anayasa Mahkemesi, bu kararın "mahkemeye erişim hakkının ölçüsüz şekilde sınırlandırılması" anlamına geldiğine hükmetti. Şöyle ki:
İşçilik alacakları çoğunlukla bilinemez veya tam olarak hesaplanamaz niteliktedir.
İşveren nezdindeki belgelerin işçi tarafından temin edilmesi fiilen zordur.
Alacak ancak bilirkişi raporuyla belirginleşebilir.
Bu nedenle davacının alacak miktarını başta tam olarak belirtmesi mümkün olmadığından belirsiz alacak davası açması doğaldır.
Böyle bir durumda ıslah edilen talepler yönünden zamanaşımı işletilemez.
Belirsiz alacak davalarında zamanaşımı, alacağın belirli hale geldiği tarihten itibaren değerlendirilebilir.
Islah edilen alacak miktarının zamanaşımı gerekçesiyle reddi, yargıya erişim hakkını ölçüsüz şekilde sınırlar.
Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında teminat altına alınan adil yargılanma hakkı, yalnızca şekli olarak mahkeme önüne çıkma değil, etkili yargısal koruma sağlanmasını da kapsar.
Mahkemeler, bireyin usule ilişkin hatalarını adaletsizlik yaratacak şekilde cezalandıramaz.
Bu karar, özellikle işçilik alacakları gibi teknik hesaplamaya dayalı uyuşmazlıklarda önemli bir içtihat değeri taşımaktadır. Yargıtay’ın zaman zaman değişen içtihatları karşısında Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı, belirsiz alacak davası açan işçilerin anayasal güvencelerini açık şekilde ortaya koymaktadır.
Belirsiz alacak davası açan vekiller, ıslah ettikleri talepleri zamanaşımı nedeniyle reddedilen durumlarda bu kararı mutlaka dilekçelerinde dayanak göstermelidir.
İşveren vekilleri ise zamanaşımı def’ini öne sürerken, belirsizliğin giderilme tarihine dikkat etmeli, aksi takdirde hak ihlali iddialarıyla karşı karşıya kalabilirler.
Yerel mahkemeler, özellikle bilirkişi raporunun sunulma tarihi ile ıslah tarihi arasındaki süreyi dikkate alarak karar vermelidir.
Karar Özeti (Kısa Not):
“Belirsiz alacak davasında, işçilik alacakları bilirkişi raporuyla belirginleştiği için, bu tarihten sonra ıslah edilen kısımlar zamanaşımına uğramış kabul edilemez. Aksi takdirde mahkemeye erişim hakkı ihlal edilir.”
— AYM, 23.03.2023, B.No: 2021/20445
İpucu: Bu kararın, sadece iş hukukunda değil, sağlık tazminatları, miras paylaşımları, eser sözleşmesi uyuşmazlıkları gibi belirsizlik içeren pek çok alana yansıyabileceğini unutmayın.