El Atmanın Önlenmesi Davalarında Davalıların Ayrı Ayrı Değerlendirilmesi



El Atmanın Önlenmesi Davalarında Davalıların Ayrı Ayrı Değerlendirilmesi: Mahkeme Ara Kararı ve İçtihat Işığında Uygulama

Giriş

Paylı mülkiyet ilişkisi içeren taşınmazlarda açılan el atmanın önlenmesi (men-i müdahale) davalarında, özellikle birden fazla davalının fiili kullanım iddiası söz konusuysa, mahkemece her bir davalı bakımından ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerektiği hususu hayati önem taşımaktadır.

Uygulamada sıklıkla karşılaşılan hatalardan biri, tüm davalılar hakkında tek ve toptancı bir bilirkişi incelemesi yapılması; fiili kullanımların kapsamı, sınırı, varsa yapıların niteliği gibi unsurların kişiselleştirilmeden değerlendirilmesidir. Oysa gerek ilk derece mahkemelerinin gerekse Bölge Adliye Mahkemeleri ve Yargıtay’ın bu konudaki yaklaşımı son derece nettir.


Mahkeme Ara Kararı: Davalıların Ayrı Ayrı Değerlendirilmesi Gerektiği Vurgulandı

Bir Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 25/06/2025 tarihli ara kararda, davacı vekiline HMK m.31 uyarınca, her bir davalı yönünden iddia edilen müdahalelerin ayrı ayrı açıklanması için kesin süre verilmiştir. Bu ara karar ile birlikte mahkeme açıkça; her bir davalının fiili kullanım durumu ve iddialarının kişiselleştirilmiş biçimde ortaya konulması gerektiğine hükmetmiştir.

Bu yaklaşım, davanın tarafları bakımından soyut ve genelleyici isnatlarla değil, somutlaştırılmış ve kişi bazlı bir yargılamanın gerekliliğini ortaya koymaktadır.


Beyan Dilekçesinde Yargıtay ve BAM İçtihatlarına Atıf

Davalı vekilince mahkemeye sunulan beyan dilekçesinde ise, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 2003/3377 K. sayılı kararı ile Antalya BAM 1. Hukuk Dairesi’nin 18.12.2020 tarihli, 2019/1392 E., 2020/1125 K. sayılı kararı emsal olarak gösterilmiştir.

Bu kararlara göre:

“...Davacı, birden fazla kişi hakkında yaylaya ev yaptıkları iddiasıyla dava açmıştır. Dava konusu hak tek değildir. Davalı sayısı kadar müddeabih vardır. Her biri hakkında ayrı inceleme yapmak gerekir...”
– Yargıtay 14. HD, 28.04.2003, 2003/2541 E., 2003/3377 K.

“...bilirkişi raporunun, her bir davalının zeminde kullandığı yerin miktarı ve değeri bakımından yetersiz olduğu, her bir davalıya ait kullanımın ayrı değerlendirilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu...”
– Antalya BAM 1. HD, 18.12.2020, 2019/1392 E., 2020/1125 K.

Bu içtihatlar, özellikle çok sayıda davalı bulunan davalarda, her bir müdahalenin ayrı müddeabih teşkil ettiğini ve davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunmadığını ortaya koymaktadır.


Uygulamada Ne Yapılmalı?

  • Dava açılmadan önce her bir davalının fiili kullanım durumu tespit edilmeli,

  • Bilirkişi incelemesi yapılırken her bir yapı, kullanım alanı ve eklenti kişi bazında ölçülmeli ve değer tespiti yapılmalı,

  • Dava dilekçesinde her bir müdahalenin konusu, kapsamı ve dayanağı açıkça belirtilmeli,

  • Hakimin, tarafları HMK m.31 uyarınca açıklama yapmaya davet etmesi ve bu açıklamalar doğrultusunda keşfi detaylandırması sağlanmalı,

  • Tefrik (ayırma) yoluna gidilmesi gerekirse, mahkemece dosyalar ayrılarak kişi bazlı yargılama yapılmalıdır.


Sonuç

El atmanın önlenmesi davalarında kişiselleştirilmiş inceleme yapılmaması, hem bilirkişi raporlarını yetersiz kılar hem de hükmün gerekçesiz ve soyut olmasına yol açar. Mahkemece verilen 25.06.2025 tarihli ara karar ve bu karara dayalı beyan dilekçesi, bu konuda örnek teşkil edecek niteliktedir.

Unutulmamalıdır ki: “Fiili kullanım şahsa özgüdür. Yargılama da öyle olmalıdır.”



https://onurkucukyetim.av.tr/