Nafaka Artırım Kararlarında Başlangıç Tarihi

Nafaka Artırım Kararlarında Başlangıç Tarihi Belirsizliği: Yargı Kararları, Öğreti ve HMK m. 305/305-A Açısından Değerlendirme

 Giriş

Boşanma ve ayrılık davalarına bağlı olarak hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları, tarafların ekonomik durumlarını dengelemeye yönelik önemli bir hukuki araçtır. Bu nafaka türlerinin artırımı taleplerinde mahkemece verilecek kararların uygulanabilir, icraya elverişli ve belirsizlik içermeyecek şekilde yazılması gerekir. Uygulamada ise nafaka artırım kararlarında yeni nafaka miktarının hangi tarihten itibaren geçerli olacağı hususu çoğu zaman ya açıkça yazılmamakta ya da karar gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşmaktadır.

Bu yazıda, söz konusu belirsizliğin nasıl giderilebileceği Yargıtay içtihatları, öğretideki görüşler ve HMK m. 305 ve 305/A hükümleri ışığında incelenecektir. Ayrıca, kararın tavzih ve tamamlanması taleplerinin hukuki dayanakları da somut örneklerle ele alınacaktır.


 Nafaka Türleri ve Başlangıç Zamanları

Tedbir Nafakası

Türk Medeni Kanunu m. 169 ve m. 197 uyarınca, evlilik birliği devam ederken veya boşanma davası sürecinde hâkim geçici tedbirler alma yetkisine sahiptir. Bu kapsamda hükmedilen tedbir nafakası, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm doğurur.

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı da bu ilkeyi benimsemiştir. Aynı görüş, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi’nde yayımlanan Hamzaçebi’nin 2002 tarihli makalesinde de detaylı şekilde incelenmiştir. (Dergipark linki)

İştirak Nafakası

TMK m. 182 gereği çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası da, hâkimin takdir yetkisi saklı kalmak kaydıyla genellikle talep tarihinden itibaren geçerli olur. Bu talep ise çoğu zaman dava tarihidir. Nitekim Yargıtay, iştirak nafakasının artırımı davalarında da aynı yaklaşımı sürdürmektedir.

Yoksulluk Nafakası

TMK m. 175’e göre boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eş lehine hükmedilen bu nafaka, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren hüküm doğurur. Ancak artırım taleplerinde de yine talep tarihi esas alınmakta, yeni miktarın dava tarihinden itibaren geçerli olacağı kabul edilmektedir.


 Uygulamada Ortaya Çıkan Sorun: Başlangıç Tarihinin Belirsizliği

Uygulamada nafaka artırım kararlarında en sık karşılaşılan sorunlardan biri, mahkeme kararında artan nafakanın ne zamandan itibaren geçerli olduğunun belirtilmemesidir. Bu belirsizlik;

  • İcra müdürlüklerinde uygulama zorluklarına,
  • Nafaka borçlusunun geçmişe dönük borçlandırılmasında tereddütlere,
  • Taraflar arasında yeni ihtilaflara yol açmaktadır.

Örneğin, karar fıkrasında yalnızca “... nafakanın aylık 5.000 TL olarak belirlenmesine...” şeklinde bir ifade yer almakta; ancak bu miktarın karar tarihinden mi yoksa dava tarihinden mi itibaren geçerli olacağı yazılmamaktadır.


 Yargıtay’ın Yaklaşımı

Yargıtay içtihatlarında genel olarak şu ilkelere yer verilmektedir:

  • Nafaka kararları dava tarihinden itibaren hüküm doğurur, aksi açıkça belirtilmemişse.
  • Kararda başlangıç tarihi yer almıyorsa, hüküm yorumlanarak değil, tavzih veya tamamlanma yoluyla netleştirilmelidir.
  • Hukuk Genel Kurulu'nun 2022 tarihli bir kararında da açıkça, mahkemelerin nafaka kararlarını davanın açıldığı tarihteki koşulları esas alarak değerlendirmesi gerektiği belirtilmiştir. (Yargıtay HGK kararı – karamercanhukuk.com)

 HMK m. 305 ve 305/A Kapsamında Tavzih ve Tamamlama

HMK m. 305 – Tavzih

Hüküm fıkrasında yer alan bir ibare açık değilse veya bir tereddüt oluşturuyorsa taraflar bu kararı “tavzih” yoluyla netleştirebilir. Örneğin, artan nafaka miktarının başlangıç tarihi “belirsiz” bırakılmışsa, bu durum tavzih konusudur.

Tavzih başvuru süresi: Kararın icrası tamamlanıncaya kadardır.

HMK m. 305/A – Tamamlama

Mahkeme kararı bir konuda hiç hüküm içermiyorsa ve o konuda karar verilmesi gerekliyse “tamamlama” talep edilebilir. Örneğin artan nafakanın hangi tarihten geçerli olacağı hiç belirtilmemişse ve kararda bu husus hiç tartışılmamışsa, nihai kararın tebliğinden itibaren 1 ay içinde tamamlanma talebi gündeme gelir.


 Örnek Uygulama: Tavzih / Tamamlama Talebi

Senaryo: Mahkeme iştirak nafakasını 1.500 TL’den 4.000 TL’ye çıkarmış, ancak kararın hangi tarihten itibaren geçerli olduğunu belirtmemiştir.

Çözüm:

  • Davacı, HMK 305 uyarınca tavzih talep ederek, artan nafakanın dava tarihinden itibaren geçerli olacağının belirtilmesini isteyebilir.

  • Kararda bu husus hiç tartışılmamışsa ve hükme de yansıtılmamışsa, HMK 305/A kapsamında tamamlama talebi sunabilir.

Dilekçede yer alabilecek unsurlar:

  • Dava tarihinin açıkça belirtilmesi,

  • Yargıtay HGK ve Dergipark’taki öğretisel görüşlerin özetlenmesi,

  • Belirsizliğin giderilmesinin icra edilebilirlik açısından önemi.


 Sonuç ve Öneriler

Nafaka artırım davalarında mahkemelerin karar verirken şu hususlara dikkat etmesi hem icra takibini kolaylaştıracak hem de taraflar arasında yeni uyuşmazlıkların önüne geçecektir:

  1. Karar fıkrasında açıkça: “...dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere...” ibaresine yer verilmelidir.

  2. Gerekçede de bu husus desteklenmeli, tutarlılık sağlanmalıdır.

  3. Karar net değilse, taraflar tavzih veya tamamlanma talepleriyle bu eksikliği giderebilmelidir.

  4. Uygulamada hâkimlerin ve avukatların, içtihatları ve öğretideki görüşleri dikkate alarak kararları açık ve icraya elverişli şekilde oluşturması elzemdir.


 Kaynakça

  • Mehmet Hamzaçebi, Türk Medeni Kanununa Göre Boşanma ve Ayrılık Hallerinde Tedbir, Yoksulluk ve İştirak Nafakası, Selçuk Ü. Hukuk Fakültesi Dergisi, 2002. Makale linki

  • Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, 28.11.1956 tarih, 15/15 sayılı karar.

  • Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Karamercanhukuk.com

  • 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, m. 305, 305/A


ÖRNEK DİLEKÇE; 

T.C. ...................... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE

(Aile Mahkemesi Sıfatıyla)

ESAS NO: 2025/..........

KARAR NO: 2025/......................

DAVACI: ..........................................

VEKİLİ: Av. Onur Küçükyetim (Adana Barosu)

DAVALI: .....................................

KONU: HMK m. 305 ve 305/A uyarınca kararın tavzihi veya hükmün tamamlanması talebidir.

AÇIKLAMALAR:

Mahkemenizce 11.09.2025 tarihinde verilen hükümde; iştirak ve yoksulluk nafakalarının artırılmasına karar verilmiş olmasına karşın, bu artışların hangi tarihten itibaren geçerli olacağı hususu açıkça hüküm altına alınmamıştır. Bu durum kararın uygulanabilirliğini ve icra edilebilirliğini doğrudan etkileyen bir eksikliktir.

Yargıtay ve öğretide istikrar kazanmış içtihatlar doğrultusunda, nafaka artırım kararları kural olarak dava tarihinden itibaren hüküm ve sonuç doğurur. Bu husus, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi’nde yayımlanan “Türk Medeni Kanununa Göre Boşanma ve Ayrılık Hallerinde Tedbir, Yoksulluk ve İştirak Nafakası”[1] başlıklı makalede şu şekilde açıklanmıştır:

“Nafakanın başlama tarihinin karar tarihinden itibaren mi, yoksa dava tarihinden itibaren mi geçerli olacağı sorununu Yargıtay, 1956 yılında verdiği İçtihadı Birleştirme Kararında, ‘Her dava açıldığı tarihte tespit edilen vaziyetin, hükme esas alınması gerekir’ demek suretiyle çözmüştür.

Belirtilen nedenle tedbir nafakası karar tarihinden değil istem tarihinden, yani davanın açıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar.

Bu nedenle nafakanın, kocanın bakım borcunun başladığı tarihten itibaren istenebileceği ve kocanın bakım borcu sorumluluğuna karar verebilmek için de nikahın yapılmış olması yeterli olduğu kabul edilmektedir. Ancak, uygulamada nafakaya talep tarihinden itibaren ve bu da genelde dava dilekçesi ile talep edildiğinden, dava tarihinden itibaren karar verilmektedir.”

(Bkz: Mehmet Hamzaçebi, Selçuk Üni. Hukuk Fak. Dergisi, C. 10, S. 3–4, s. 28)

Bu yaklaşım, aşağıda yer verilen Yargıtay kararları ile de desteklenmektedir:

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/3-995 E., 2018/514 K.[2] sayılı kararında da:

“Kural olarak her dava açıldığı tarihteki koşullara göre hükme bağlanır. Nafakanın bağlanmasında olduğu gibi artırılmasına ve eksiltilmesine yönelik taleplerin kabulü de dava tarihinden itibaren hükmolunur.

şeklinde açıkça belirtilmiştir.

YİBK, 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı karar (RG: 27.11.1957):

“Her dava açıldığı tarihte tespit edilen vaziyetin hükme esas alınması gerekir.”

Yargıtay 2. HD, 18.11.1996, E. 1996/10938, K. 1996/11905 &  Yargıtay HGK, 26.01.1980, E. 1979/2-465, K. 1979/2477:

“Boşanma hükmü kesinleşmeden önce, evvelce mahkemece takdir edilmiş bulunan tedbir nafakasının artırılması Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacak bağımsız bir dava ile istenebilir. … Bu takdirde de nafakanın artırılması, boşanma davasının açıldığı gün ile boşanma kararının kesinleştiği gün arasındaki süre içinde geçerli olur.”

Yargıtay 2. HD, 18.03.1993, E. 1993/12987, K. 1993/17

Yargıtay 2. HD, 19.03.1999, E. 1999/781, K. 1999/2591

HUKUKİ DAYANAK:

HMK m. 305 ve 305/A; TMK m. 4, 175 ve 182; yukarıda belirtilen Yargıtay kararları ve akademik görüşler.

SONUÇ VE TALEP:

Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle;

1.Mahkemenizin 2025/......... sayılı kararında artırılan nafaka miktarlarının hangi tarihten itibaren geçerli olacağı hususu açıkça belirtilmediğinden,

2.Bu hususun karar kapsamına giren ancak hükümde yer almayan tamamlayıcı bir unsur olduğu gözetilerek, HMK m. 305/A uyarınca kararın tamamlanmasına, yahut bu belirsizliğin giderilmesi amacıyla HMK m. 305 kapsamında tavzihen düzeltilmesine,

3.İştirak ve yoksulluk nafakası artışlarının, dava tarihi olan 10.06.2025 tarihinden itibaren geçerli olduğunun hükme bağlanmasına karar verilmesini saygıyla talep ederim.

Tarih: 19.09.2025

Davacı Vekili

Av. Onur Küçükyetim

(Adana Barosu)

[E-imzalıdır]

EK: 

-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/3-995 E., 2018/514 K.

-“Türk Medeni Kanununa Göre Boşanma ve Ayrılık Hallerinde Tedbir, Yoksulluk ve İştirak Nafakası” başlıklı makale.

Kaynakça; 

[1]“Türk Medeni Kanununa Göre Boşanma ve Ayrılık Hallerinde Tedbir, Yoksulluk ve İştirak Nafakası” başlıklı makale.

[2]Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/3-995 E., 2018/514 K.

https://onurkucukyetim.av.tr/