Sigortasız Çalışmanın Tespiti Davalarında Tanık Beyanlarının ve Delillerin Rolü

Giriş

Hizmet tespiti davaları, işçinin geçmiş dönemde sigortasız olarak çalıştığı sürelerin sosyal güvenlik kurumuna bildirilmesi amacıyla açılan ve kamu düzenine ilişkin niteliğiyle dikkat çeken davalardandır. Bu tür davalarda yalnızca bireysel işçi hakkı değil, sosyal güvenlik sisteminin bütünlüğü ve kamu kaynaklarının korunması da söz konusudur. Son dönemde bir iş mahkemesi ve bölge adliye mahkemesi tarafından verilen kararlar, bu davalarda delil standardının ne kadar yüksek tutulduğunu ve tanık beyanlarının nasıl değerlendirildiğini ortaya koymaktadır.

Dava Süreci

Bir işçi tarafından açılan hizmet tespiti davasında, davacı taraf, bir gıda toptancısında yaklaşık bir yıl boyunca sigortasız çalıştığını, ardından aynı işyerinde bir süre sigortalı olarak istihdam edildiğini iddia etmiş ve sigorta başlangıç tarihinin geriye çekilmesini talep etmiştir.

Davalı işveren ise, davacının yalnızca sigortalı olduğu dönemde çalıştığını savunarak, iş ilişkisinin iddia edilen dönemde bulunmadığını ve ileri sürülen belgelerin bu durumu kanıtlamadığını belirtmiştir.

İlk derece mahkemesi, davacının iddia ettiği dönemde sürekli ve bağımlı şekilde çalıştığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Tanıkların çelişkili beyanları, komşu işyeri çalışanlarının davacıyı tanımaması ve belgelerin yetersizliği bu kararın temel dayanaklarını oluşturmuştur.

İstinaf İncelemesi ve Gerekçeler

Bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan incelemede, hizmet tespiti davalarının kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle özel bir dikkat ve araştırma gerektirdiği vurgulanmıştır. İlgili karar, şu yönleriyle dikkat çekicidir:

  • Tanıklar: Tanıkların, işverenin bordrosunda yer alan ya da komşu iş yerlerinde çalışan kişiler arasından seçilmesi gerektiği, beyanlarının resmi belgelerle desteklenmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir.

  • Belgeler: Teslim fişi, tahsilat makbuzu gibi belgeler yeterli bulunmamış; ancak bu belgeler üzerinden imza incelemesi yapılması, araç plakası gibi dolaylı delillerin değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir.

  • Araştırma Yükümlülüğü: Mahkemenin, taraf tanıklarıyla yetinmeyip işyeri müdürleri, ustabaşılar, komşu işyerleri çalışanları gibi kamu tanıklarını da dinlemesi gerektiği ifade edilmiştir.

  • İbraname İncelemesi: Dosyada yer alan ve tarafların imzasını taşıyan ibranamenin, içeriği açısından davacıya sorulması ve beyanı alınarak değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Bu nedenlerle istinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını kaldırmış ve dosyayı yeniden yargılama yapılmak üzere iade etmiştir.

Sonuç ve Değerlendirme

Sosyal güvenlik hakkının korunmasına ilişkin bu tür davalarda, yalnızca tanık beyanlarına dayalı bir ispat yeterli görülmemektedir. Davacıların, iddialarını destekleyici şekilde yazılı deliller, tanıklarla uyumlu zaman çizelgeleri, resmi kurum kayıtları ve hatta trafik cezası gibi dolaylı belgeleri sunmaları istenmektedir.

Bu içtihat, sigortasız çalışma döneminin ispatı açısından yüksek bir ispat yükü getirirken, işverenlerin de çalışma kayıtlarını düzenli ve doğru şekilde tutmalarının önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.