Yayın Tarihi: 16 Temmuz 2025
Etiketler: TCK 106, HTS verisi, savunma hakkı, svap analizi, ceza muhakemesi
Ceza hukukumuzda tehdit ve hakaret suçlarının bazı nitelikli halleri, basit şekline kıyasla çok daha yüksek cezalara sebep olabilir. Özellikle:
Silahla tehdit (TCK m. 106/2-a),
Birden fazla kişiyle tehdit (TCK m. 106/2-c),
Alenen hakaret (TCK m. 125/4)
gibi durumlar, mahkemelerin ceza tayininde ciddi artırıma gitmelerine sebep olur.
Ceza yargılamasında HTS (haberleşme trafiği sinyal) kayıtları, kişilerin olay anında hangi lokasyonda bulunduklarını ortaya koyabilen teknik verilerdir. Özellikle:
Olay günü, saat ve lokasyonla uyumlu baz istasyonu kayıtları,
Taraflar arasındaki arama/sms trafiği,
Olayla ilgili zaman diliminde gerçekleşen hareketlilik (baz geçişleri),
sanık lehine veya aleyhine delil olarak kullanılabilir. Ancak HTS kayıtları tek başına mahkûmiyet için yeterli değildir. Her zaman diğer maddi deliller ve tanık anlatımlarıyla desteklenmelidir.
Adli tıpta svap testi, kişinin elinde barut artığı (atış artığı) bulunup bulunmadığını belirlemek için yapılan kimyasal analizdir. Ancak unutulmamalıdır:
Svap pozitifliği, mutlaka silah kullandığı anlamına gelmez.
Dolaylı temas, çevresel etki ya da önceki gün yapılan bir atış bile test sonucunu etkileyebilir.
Ceza hukuku, kuşkuya yer vermeyecek biçimde ispat ister.
Bu nedenle, yalnızca svap testi pozitif olduğu için bir kişiye ceza verilmesi hukuki güvencelere aykırıdır.
Hayır. Özellikle tanıklar arasında olay saatine, araçlara, şahısların rollerine dair çelişkiler varsa, mahkeme bu beyanları kuşkulu kabul etmek zorundadır.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre:
“Sadece mağdur ya da tanık beyanına dayalı, başkaca maddi delille desteklenmeyen suçlamalarla mahkûmiyet kararı verilemez.” (Yargıtay CGK, E. 2022/350, K. 2023/619)
Bir ceza yargılamasında delillerin teknik yönü kadar hukuki yorumu da hayati önemdedir. HTS analizleri, svap bulguları, tanık anlatımları ve beyan çelişkileri bir bütün olarak değerlendirilmeli, kuşkuya yer bırakan durumlarda sanık lehine karar verilmelidir.
Ceza muhakemesinde şüpheden sanık yararlanır ilkesi (in dubio pro reo), adil yargılanma hakkının temelidir.
Not: Bu yazı, öğretici nitelikte genel hukuki değerlendirme içermektedir. Somut olaylar özelinde profesyonel hukuki yardım alınması tavsiye olunur.