Paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda, bir paydaşın hissesini üçüncü kişiye satması halinde diğer paydaşlara tanınan önalım (şufa) hakkı, Türk Medeni Kanunu’nun 732 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak uygulamada sıklıkla tartışma yaratan bir mesele vardır: Önalım hakkını kullanan davacı, satıştan sonra geçen uzun sürede taşınmazın değerinin artmasından etkilenmeli midir? Satış anındaki bedel mi esas alınmalıdır, yoksa dava tarihindeki rayiç değer mi?
Bu makalede, bu sorular ışığında Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararları çerçevesinde önalım bedelinin güncellenmesi zorunluluğu incelenecek; hem taraflar açısından adaletin sağlanması hem de hukuk güvenliği ilkesi bakımından değerlendirilecektir.
TMK m.734 uyarınca, önalım hakkı sahibi davacı, üçüncü kişiye satış sırasında belirlenen bedeli (ve varsa masrafları) ödeyerek payın kendisine devrini isteyebilir. Ancak satış tarihinden aylar hatta yıllar sonra dava açıldığında, taşınmazın gerçek piyasa değeri ciddi şekilde değişmiş olabilir.
İşte bu noktada devreye giren kavram, güncel değerdir. Güncel değer, taşınmazın dava tarihindeki gerçek rayiç bedelini ifade eder ve sabit satış bedeline göre çok daha adil bir çözüm yolu sunar.
05.05.1993 (E. 1992/6-761, K. 1993/192)
28.12.1994 (E. 1994/6-673, K. 1994/898)
Bu kararlarda açıkça belirtilmiştir: "Önalım hakkı nedeni ile talep edilen payın bedeli, satış tarihine göre değil, dava tarihindeki rayiç bedel üzerinden hesaplanmalıdır."
20.06.2013 (E. 2012/16738, K. 2013/10770):
"Satış tarihinden itibaren geçen sürede taşınmazın değerinde meydana gelen objektif olayların yarattığı kıymet değişikliklerinin, önalım davalarında davayı açan paydaşın ödeme borcuna yansıtılması gerekir."
2016/10863 K.:
"Gerçek satış bedelinin dikkate alınmadığı, değer artışının görmezden gelindiği kararlar bozma nedenidir."
Anayasa Mahkemesi de konuyu mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirmiştir:
1.7.2020 – Başvuru No: 2016/77854
29.1.2020 – Başvuru No: 2017/15134
Her iki kararda da şu tespit yapılmıştır:
Bknz: Karar metni – AYM Bilgi Bankası
Aşağıdaki tabloda görüldüğü üzere, Türkiye’de son 5 yılda ortalama metrekare fiyatları büyük oranda artmıştır:
Yıl | Ortalama m² Değeri (₺) | TÜFE Artışı (%) | Reel Artış (%) |
---|---|---|---|
2020 | 2.500 | - | - |
2021 | 3.800 | 36,1 | 52 |
2022 | 6.900 | 64,3 | 82 |
2023 | 11.200 | 53,7 | 63 |
2024 | 18.400 | 62,7 | 64 |
Kaynak: TÜİK + Emlak Endeksi
Bu tablo açıkça göstermektedir ki, taşınmazlar birkaç yıl içinde %300’e yakın değer artışı yaşayabilmektedir. Bu durumda şufa bedelinin satış tarihine sabitlenmesi, davacının haksız zenginleşmesine, davalının da fakirleşmesine neden olacaktır.
Eğer şufa bedeli satış tarihine sabitlenirse,
Davacı:
- Daha düşük bedelle taşınmazı elde eder
- Hakkaniyete aykırı şekilde sebepsiz zenginleşir
Davalı ise:
- Satıştan elde ettiği gerçek değerin altına mahkum olur
- Malvarlığı kaybı yaşar
Bu sonuç, Türk Borçlar Kanunu m.77 vd. gereği sebepsiz zenginleşme yasağına, TMK m.2’deki dürüstlük kuralına, hatta AYM içtihatlarıyla korunan mülkiyet hakkına açıkça aykırıdır.
Mahkemeler aşağıdaki yöntemleri kullanarak adil şufa bedeli tespiti yapmalıdır:
Bilirkişi keşfi ile dava tarihindeki rayiç bedel belirlenmeli
Tapu masrafları + değer artışı dikkate alınarak depo kararı verilmeli
Satıcı ve alıcı arasındaki gerçek satış iradesi araştırılmalı
Gerekirse enflasyon farkı, faiz/nema hesaplamaları yapılmalı
Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararları ışığında, şufa bedelinin dava tarihine göre güncellenmesi, hukuki zorunluluk halini almıştır. Aksi uygulamalar:
Davacının amaç dışında zenginleşmesine,
Davalının malvarlığı kaybına,
Mülkiyet hakkı ve adil yargılanma ilkelerine aykırılığa yol açmaktadır.
Bu nedenle, önalım davası açmadan önce veya dava sürecinde, davanın maddi dayanakları kadar, taşınmazın piyasa değeri ve ekonomik gerçeklik de gözetilmelidir.
Hukuki Danışmanlık:
Bu konuda danışmanlık almak isterseniz, Av. Onur Küçükyetim olarak önalım (şufa), tapu iptali ve gayrimenkul hukuku davalarında hukuki destek sunmaktayız.
Adana | 0542 782 81 45 | ✉️ info@onurkucukyetim.av.tr