Türkiye ve Polonya Arasında Hukuki Uyuşmazlıklar ve Çözüm Yolları
Ticari Uyuşmazlıklar
Türkiye ve Polonya’da
ticari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklarda öncelikle uygulanacak hukuk ve
yargı yetkisi önemlidir. Türkiye’de sözleşmelerden kaynaklanan alacak
davalarına genellikle Sulh veya Asliye Hukuk Mahkemeleri bakar; özel olarak
ticari uyuşmazlıklar Ticaret Mahkemeleri veya İcra Hukuk Mahkemeleri’ne gider.
Polonya’da ise ticari uyuşmazlıklar genellikle 319 ilçe mahkemesinden (sądy
rejonowe) veya özel durumlarda daha üst düzey 47 bölge mahkemesinden (sądy
okręgowe) açılır[1]. - Sözleşme İhlali: Türkiye’de Borçlar Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu
hükümleri uygulanır; taraflar hukuku özgürce seçebilir, seçim yoksa genellikle
uyuşmazlığın ağırlık noktası veya ifa yerinin hukuku dikkate alınır. Polonya’da
tarafların seçimi yoksa Avrupa Birliği Roma I Tüzüğü devrededir (Polonya AB
üyesidir), dışı ise Polonya Medeni Kanunu (Kodeks Cywilny) esas alınır. Türkiye
AB üyesi olmadığından Türkiye mahkemeleri Roma I/II’yi doğrudan uygulamaz;
HMK’deki milletlerarası özel hukuk kuralları (uygulanacak hukuk) ve Yargıtay
içtihatları takip edilir.
- Ticari Tahkim: Her iki ülke de ticari tahkime imkân verir. Türkiye’de Uluslararası
Tahkim Kanunu (2001) ile HMK (6100) çatısı altında tahkim
düzenlenmiştir[2]. Polonya’da Arbitraj, Medeni Usul Kanunu’nda yapılan 2005’deki
değişikliklerle uyumlu olarak UNCITRAL Model Yasası esas alınarak düzenlenir
(farklı mahkemeler arası şikâyet hâli tanınmıştır). Her iki ülke de New York
Konvansiyonu’na taraftır (Polonya 1961’de onaylamıştır[3]), bu sayede tahkim hükümleri çapraz tanınabilir. Örneğin İstanbul
Tahkim Merkezi (ISTAC) Türkiye’de aktifken, Polonya’da en yaygın kurum Polonya
Ticaret Odası Tahkim Mahkemesi’dir[4]. - Yatırım Uyuşmazlıkları: Türkiye ile Polonya arasında 21 Ağustos
1991’de imzalanan “Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin
Anlaşma” (YBTKU) mevcuttur[5]. Bu BIT kapsamında yatırımların korunması, ulusal muamele, adil
muamele gibi standartlar bulunur ve yatırımcı‐devlet tahkimi öngörür. Türkiye
ve Polonya da ICSID Sözleşmesi tarafıdır; dolayısıyla yatırımcılar ICSID
Tahkimine başvurabilir. Örneğin, Polonya merkezli bir yatırımcı Türkiye’deki
elektrik şirketi hisselerinin kamulaştırılmasını gerekçe göstererek 2007
yılında ICSID Tahkimine başvurmuştur[6][7]. Benzer şekilde enerji sektörü uyuşmazlıkları için ECT (Energy
Charter Treaty) de bir hak zemini olmuştur (Cementownia Nowa Huta S.A. v.
Türkiye, ICSID ARB(AF)/06/2 gibi). Yatırım tahkimlerinde taraf devletlerin
iddiaları Yatırım Anlaşmaları ve Cenevre tahkim kurallarınca incelenir.
Türkiye’de
işveren‐işçi uyuşmazlıkları 4857 sayılı İş Kanunu ve ilgili
düzenlemelere göredir. Haksız fesih, işe iade, kıdem ve ihbar tazminatı başlıca
konulardır. İşyeri sendikaları ve toplu iş sözleşmeleri KHK 5953 ile
düzenlenir. Türkiye’de belirsiz süreli iş sözleşmesiyle en az 6 ay çalışmış
işçi, geçerli fesih nedeninin yokluğunda işe iade veya en az 4 aya kadar
tazminat davası açabilir. Kıdem tazminatı 1 yıl çalışma için 30 günlük brüt
ücret üzerinden ödenir. İş mahkemeleri ilk dereceyi, Bölge Adliye Mahkemeleri
istinafı, Yargıtay (Ceza/Yargıtay) temyizi görür. Ayrıca 2018’den beri iş
davalarında arabuluculuk dava şartıdır.
Polonya’da ise iş hukuku “Kodeks Pracy (İş Kanunu)” ile düzenlenir. İş
sözleşmesinin feshi genellikle geçerli neden gerektirir; işten çıkarılan işçi
iş mahkemesinde (sąd pracy) işe iade veya tazminat talep edebilir. Polonya’da
kıdem tazminatı düzenlemesi sınırlıdır – örneğin toplu işten çıkarmalarda özel
tazminatlar vardır – ancak bireysel iş akdi fesihlerinde Türk sistemindeki gibi
genel kıdem tazminatı öngörülmemiştir. Polonya’da işçi‐işveren uyuşmazlıklarına
ilk aşamada bölge mahkemeleri bakar; genelde sulh‐iş (sprawy pracy) bölümü
kanununda yer verilen usule göre iki aşamalı yargılama vardır. Türkiye’de iş
mahkemelerinde görülen işe iade dava yoluna Polonya’da gerekli görüldüğünde iş
mahkemesine başvurarak gidilir. Türkiye’de mahkeme öncesi arabuluculuk zorunlu
iken, Polonya’da mahkeme öncesi arabuluculuk yasal bir zorunluluk değil,
tarafların veya mahkemenin insiyatifiyle gerçekleşir.
Aile hukuku alanında Türk ve
Polonya uygulamaları önemli farklılıklar gösterir:
- Boşanma: Türkiye’de TMK görevi itibariyle hâkimin boşanmaya karar
vermesi için evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK 166) yeterlidir;
kusur şartı yoktur (çekişmeli veya anlaşmalı boşanma mümkündür). Polonya’da da
boşanma, evlilik bağının geri getirilemeyecek şekilde sona ermesi nedenine
(Genel hükümsüzlük) dayanır. Uluslararası boşanmalarda yetki ve uygulanacak
hukuk önemlidir. Türkiye-Polonya arasında “brussels II-bis” kapsamı bir anlaşma
yoktur (Polonya AB, Türkiye değil), bu nedenle taraflardan biri Polonya
vatandaşı ise Polonya mahkemesinde boşanma davası açılır. Polonya’da Türk
vatandaşlığından çıkmış “Mavi/Pembe Kart” sahipleri bile bir gün Polonya
mahkemesinde boşanabilir; ancak 2012 Roma III Uygulama Yönetmeliği’ne göre,
2012 sonrası davalarda eşin uyruklarına bakılmaksızın genelde davanın açıldığı
ülke hukuku (bu örnekte Polonya hukuku) uygulanır[8]. Türkiye tarafında ise yurt dışı boşanma kararlarının Türkiye’de geçerli
olabilmesi için tazminen tanıma‐tenfiz davası gerekir. Polonya’da alınan
boşanma kararı Türk hukuku açısından ancak resmî tanıma ile nüfus kayıtlarına
işlenebilir[9]. Örneğin,
Polonya’da boşanmış Türk vatandaşları, duruma göre konsolosluk veya Türkiye’de
nüfus müdürlüğüne başvurarak bu kararın tanınmasını sağlamalıdır (örn. 2020 ve
2021 düzenlemeleri ile kimlerin dava açmadan idari tescil yaptıracağı
belirlenmiştir)[10]. Tanıma
davasında ise sadece boşanma kısmı tanınır; velayet, nafaka veya mal paylaşımı
gibi hususlar için ayrı tenfiz davası açılmalıdır[10]. - Veli ve Nafaka: Türkiye’de boşanma veya ayrılıkta velayet genelde
anne‐baba ortak, fakat yükümlülük esasına göre bazı yaş gruplarında babaya
verilebilir; nafaka Türk Medeni Kanunu çerçevesinde belirlenir. Polonya’da
boşanma sonrası ortak velayet öne çıkar; çocuğun yüksek yararı esastır.
Türkiye‐Polonya arasında velayet ihtilaflarında 1980 tarihli Lahey Çocuk
Kaçırma Sözleşmesi devreye girer. Türkiye ve Polonya Sözleşme tarafıdır[11][12]. Bu durumda
çocuğun yerleşik olduğu ülkeye iadesi istenir; her iki ülkenin Dışişleri
Bakanlıkları Merkezî Makamları aracılığıyla karşılıklı yardımlaşma yapılır. - Mal paylaşımı: Türkiye’de eşler mal ayrılığı rejimi kararlaştırmamışsa
edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanır (TMK 2000); Polonya’da evlilik
birliği içinde edinilen mallar paylaştırılır (Polonya Medeni Kanunu’nda evlilik
rejimi toplumsal mal rejimidir). Dolayısıyla miras ve mal paylaşımında
ülkelerin hukukları farklı sonuçlar verebilir.
- Uluslararası İşbirliği: Çocuk iadeleri gibi aile hukukunda
uluslararası işbirliğine hem AB mevzuatı (Polonya için, AB Çocuk Yargılaması ve
Aile Hukuku düzenlemeleri) hem de ikili veya çok taraflı sözleşmeler (Lahey
Sözleşmeleri) temel teşkil eder. Örneğin Türkiye‐Polonya arasında çocuk
velayeti/nafaka kararlarının icrası konusunda bir özel anlaşma yoktur; bu tür
kararların icrası yine HMK’ye göre tanıma/tenfiz prosedürüne bağlanmıştır.
Taraflar
bir sözleşmeye taraf olduğunda çatışan hukukların önceliği özel hukuk
kurallarıyla belirlenir. Türkiye’de uluslararası özel hukuk kuralları büyük
ölçüde 6100 sayılı HMK’da düzenlenmiştir. Örneğin, bir sözleşme konusunda hangi
ülke yasasının uygulanacağı; tarafların hukuki durumları, sözleşmenin özü ve
ikametgâh/yerleşim yerleri dikkate alınarak tespit edilir. Polonya ise AB
mevzuatı uyarınca öncelikle Roma I Tüzüğü (sözleşmelerde uygulanacak
hukuk) ve Roma II Tüzüğü (haksız fiil durumları) ile hareket eder
(Türkiye AB’ye üye olmadığından bu tüzükleri doğrudan uygulamaz).
- Hangi Hukuk Uygulanır: Türkiye’de taraflar anlaşmazlık hukuku
seçebilir; seçim yoksa ilgili özel hukuk hükümlerine göre kişisel durumlarda
genellikle kişilerin milliyet/uyruk hukuku, sözleşmelerde sözleşmenin kurulduğu
veya ifa yerindeki hukuk dikkate alınır. Polonya’da AB içi sözleşmelerde
taraflar hukuku serbestçe seçer; seçmezlerse sözleşmenin ana konusuyla en güçlü
bağı olan ülkenin hukuku uygulanır (Roma I). Bu nedenle Türk‐Polonya
sözleşmesinde açık bir seçim yoksa, örneğin mal teslimatı Türkiye’de, alıcı
Polonya’da ise Roma I’ geçerli olarak genellikle Türkiye veya Polonya hukukuna
göre karar verilir.
- Yargı Yetkisi ve Forum: Türkiye‐Polonya uyuşmazlıklarında yetkili
mahkeme davası Konfansiyon veya düzenlemelerle değil, HMK ve Polonya Usul
Kanunu’ndaki genel kurallarla belirlenir. Türkiye’de Türk mahkemeleri yetkili
iken (HMK’da genel olarak davalı veya sözleşmenin ifa yerindeki mahkeme),
Polonya’da çoğunlukla sözleşmeye konu iş ya Polonya mahkemelerini bağlar (Roma
I bağlamında Polonya vatandaşı için eylem yerindeki mahkeme gibi). AB üyesi
Polonya’da, AB içindeki davalar için Brüksel I Rejimi (yeni II)
geçerlidir; ancak Türkiye’de aynı dava hâli AB rejimine tabi değildir. Yani
Türkiye‐Polonya arası uyuşmazlıklarda yetki genellikle tarafların sözleşmesinde
yazılı tahkim veya mahkeme şartına göre veya aksi yoksa davalının
ikametgâhı/mukim olduğu ülke mahkemesinde olur.
- Kararların Tanınması ve Tenfizi: Türkiye’de yabancı mahkeme ilamları
HMK madde 54 ve devamına göre tanınır/tenfiz edilir. Kararın Türkiye’de kesin
hüküm niteliği kazanması için “karşılıklılık” ilkesi aranır (Polonya ile özel
bir tanıma‐tenfiz anlaşması yoktur). Polonya’da yabancı kararların tanınması
için esas genel kural karşılıklılıktır; gerekirse aile, ikamet gibi hususlarda
ilgili uluslararası sözleşmeler (Lahey 1970 Tanıma-Konvansiyonu gibi)
uygulanabilir. Örneğin, Polonya’da kesinleşmiş Türk mahkeme kararları icra
edilebilir; Türkiye’de ise ancak yukarıda bahsedilen tenfiz davası açılarak
kesin hüküm haline gelir. Bu süreçte karşılıklı konsolosluk yazışmaları veya
MERCOSUR Protokolü gibi uluslararası mekanizmalar kullanılabilir.
Türk ve Polonyalı
yatırımcılar arasında çıkabilecek ihtilaflar da hem ikili anlaşmalar hem
uluslararası hukuk zemininde çözümlenir. Yukarıda bahsedilen Türkiye‐Polonya
Yatırım Koruma Anlaşması (1991), karşılıklı yatırımları korur ve
yatırımcıya doğrudan tahkim yoluyla tazminat talep imkânı tanır[5]. Ayrıca her iki ülke de ICSID Sözleşmesi (Uluslararası Yatırım
Uyuşmazlıklarının Çözümü Merkezi) tarafı olduğundan, yeterli “yabancı yatırım”
şartı oluştuğunda ICSID Tahkimine başvurulabilir. Örneğin, Polonya merkezli bir
enerji firması, 2007’de Türkiye’de hissedarı bulunduğu enerji şirketlerinin
hissesinin kamulaştırılması sebebiyle ICSID’e başvurdu (ICSID Ek Tesis Tahkimi
ARB(AF)/07/2)[6]. Bunun dışında ECT (Energy Charter Treaty) gibi anlaşmalar da yatırım
uyuşmazlıklarına başvuru yolu sağlar. Genel olarak Türk yatırımcılar ve
Türkiye, geniş bir BM‐Dünya Bankası yatırımları koruma anlaşmaları ağına
bağlıdır[13]. Yatırımcı, tazminat, mahkeme öncesi müzakereler, tahkim veya ulusal
mahkeme gibi farklı başvuru yollarına sahiptir; ancak anlaşma hükümleri genelde
uluslararası tahkim (ICSID, UNCITRAL, ICC vb.) öngörür.
Her
iki ülkede de mahkeme dışı çözüm yöntemleri (ADR) teşvik edilir:
- Tahkim (Arbitrasyon): Türkiye’de iç tahkim HMK (6100) Madde 410-437
arasında; uluslararası tahkim ise 2001 tarihli Uluslararası Tahkim Kanunu ile
düzenlenmiştir[2]. Türkiye, UNCITRAL Model Yasası’nı esas almıştır ve İstanbul Tahkim
Merkezi (ISTAC) gibi kurumlar giderek yaygınlaşmaktadır. Polonya’da ise tahkim,
Medeni Usul Kanunu’nun 1162-1215. maddelerinde düzenlenmiş olup, UNCITRAL Model
Kanunu esas alınır[3]. Polonya yargıtayları da bu konularda “kompetenz-kompetenz” prensibini
kabul eder. Her iki ülkede de hakem kararları New York Konvansiyonu
çerçevesinde tenfiz edilebilir (Polonya 1961’de, Türkiye 1991’de onaylamıştır).
Tahkim anlaşması geçerliliği açısından, Polonya’da “anlaşmanın geçerliliği”
genelde ayrıştırılarak değerlendirilir ve teminat, usul gibi hususlar yargıdan
soyutlanır[14]. - Arabuluculuk: Türkiye’de 2013 tarihli 6325 Sayılı Arabuluculuk
Kanunu ile arabuluculuk yaygınlaştırılmış; özellikle iş davalarında zorunlu
hale gelmiş ve özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümünde ilk adım olarak
öngörülmüştür. Polonya’da arabuluculuk gönüllüdür; 2005’te Civil Procedure
Code’a eklenen hükümlerle düzenlenmiş ve 2016’dan itibaren AB ADR Direktifi
çerçevesinde revize edilmiştir[15]. Polonya’da arabuluculuğun mahkemeye alternatif olarak kullanımı
teşvik edilir: Mahkeme, dava öncesinde veya yargılama sırasında tarafları
arabuluculuğa yönlendirebilir, ancak sonuçta tarafların katılımı isteğe
bağlıdır. Taraflar arasında anlaşma sağlanırsa, bu anlaşma mahkeme hükmü gibi
kesinleşebilir. Türkiye’de ise Arabuluculuk Kanunu çerçevesinde anlaşma
sağlanması hâlinde bu anlaşma da mahkeme kararı veya ilamı gibi icraya yönelik
hale gelir. Polonya’da ayrıca “uzlaştırma (koncyliasyon)” kuralları da mevcuttur.
Genel olarak her iki sistem de mahkeme masraflarını azaltma ve uyuşmazlıkları
hızlı çözme amacı güder. - Diğer Yöntemler: İki ülkede de sulh hukuk mahkemeleri ve idare
mahkemelerinde ihtisaslaşma artmış, bu sayede bazı ihtilaflarda erken çözüm
(örneğin tüketici uyuşmazlıkları sulh tüketici mahkemelerinde) öngörülmüştür.
Bunun yanında her iki ülkede de icra takibi, ihtiyati tedbir, karşılıklı icra
işbirliği gibi yargısal araçlar uyuşmazlık çözümünü destekler.
Aşağıdaki
tablo, Türkiye ve Polonya adli yargı sistemlerinin ana hatlarını
özetlemektedir. İki ülke de üç dereceli mahkeme sistemi kullanır ancak isim ve
teşkilatlanma farklılıkları vardır:
Düzey
|
Türkiye
|
Polonya
|
İlk Derece Mahkemeler
|
Sulh Hukuk Mahkemesi
(küçük tutarlı alacaklar) ve Asliye Hukuk Mahkemesi; ayrıca Asliye
Ticaret, Aile, İş, İcra, Fikri ve Sınai Haklar, Tüketici Mahkemeleri gibi
ihtisas mahkemeleri (tek hâkimli genel mahkeme statüsünde)[16][17].
|
319 Bölge Mahkemesi
(sądy rejonowe) – Genel yetkili mahkeme: aile, iş, alacak, icra, taşınmaz,
iflas, diğer özel hukuk davaları. (Bir kısım yüksek meblağlı dava doğrudan
bölge mahkemesinde başlar.)[1]
|
İstinaf/Temyiz Arası
|
Bölge Adliye Mahkemeleri
(2016’dan itibaren) – Hukuk ve Ceza davalarında ilk derece kararlarına her
iki bakımdan itiraz (istinaf) burada incelenir.
|
47 Bölge (Okregowe)
Mahkemesi – İlk derece kararlarına hem fiili (olay) hem hukuki itiraz
(apelacja) bu düzeyde yapılır[1].
|
Temyiz (Sonuç
Mahkemesi)
|
Yargıtay (Hukuk
Daireleri ve Ceza Daireleri) – Bölge Adliye kararları üzerindeki hukuki
denetim (kamu davası değil).
|
11 Apelasyon (Temyiz)
Mahkemesi (sądy apelacyjne) – Bölge mahkeme kararlarına istinaf süreci
sonrası itiraz; nihai temyiz mercii ise Sąd Najwyższy (Yüksek Mahkeme)dir[1].
|
İhtisas Mahkemeleri
|
Aile, İş, Ticaret, Fikri
ve Sınai Haklar, İcra, Tüketici vb. – Bazıları tek hâkimli Asliye seviyesinde
ayrı mahkeme, bazıları asliye daire statüsündedir.
|
Polonya’da aile ve iş
davaları da genel mahkemelerde görülür (ayrı aile hukuku mahkemesi yoktur);
fikri mülkiyet çoğunlukla bölge mahkemelerinde Aile ve iş davalarında ise
bölge mahkemesi uzmanlık bölümleri veya sulh komisyonları kullanılır.
|
Yargılama Süreleri
|
Ortalama 12–24 ay
(istanfa kadar); temyiz süreci ek 6–12 ay. İhtisas mahkemeleri genelde daha
kısa sürede karar verir.
|
Polonya’da iddia edilen
süresizlik çok sorunludur, davalar genellikle birkaç yıl sürebilir (özellikle
temyiz aşaması). Örneğin basit iş davası birinci derecede ~6–12 ay, temyiz
toplam süreci uzatır.
|
Türkiye
ve Polonya mahkemeleri, uluslararası uyuşmazlıklarda farklı hukuki temelleri
göz önünde bulundurur. Polonya bir AB üyesi olarak ABAD (CJEU)
içtihatlarına bağlıdır; Türkiye ise bağımsız içtihat geleneğiyle Yargıtay
kararlarına dayanır. Bu nedenle, taraflardan biri AB vatandaşı olduğunda AB
mevzuatı (örneğin Brüksel II, Roma düzenlemeleri) uygulanırken, Türkiye söz
konusu olduğunda bu kurallar doğrudan bağlayıcı değildir. Örneğin ABADA (CJEU)
göre tanıma/tenfizde Roma I/II veya Brüksel IIA kuralları geçerli iken,
Türkiye’de benzeri konularda HMK ve ikili anlaşmalar esas alınır.
Türkiye’de Yargıtay, tenfiz davalarında karar verirken öncelikle
karşılıklılık şartı ile HMK’daki şekil şartlarını arar. Oysa Polonya
mahkemeleri tanıma için AB içindeki CEAD kapsamında daha geniş esaslara bağlı
kalır (ABADA içtihadına göre). ABADA’nın Achmea kararı gibi içtihatları,
yalnızca Avrupa Birliği içindeki yatırımları ilgilendirdiğinden, Türkiye’de
benzer bir içtihat etkisi doğurmamıştır.
Özetle, alacak‐sözleşme, iş veya aile uyuşmazlıklarında Türkiye’de taraflar
ulusal hukuk çerçevesinde hak ararken, Polonya’da AB düzenlemeleri ve mahkeme
kararları da önemli rol oynar. Her iki ülkenin mahkemeleri kendi yüksek mahkeme
içtihatlarına dayanarak (Türkiye’de Yargıtay, Polonya’da Sąd Najwyższy) benzer
somut durumlara çözüm getirir. Örneğin geçersiz evlenme, tanıma‐tenfiz veya
yatırım tahkimine ilişkin örnek davalar hem Türk hem Polonya mahkemelerini
etkilemiştir; ancak karar metinleri farklı terminoloji ve çerçevede kaleme
alınır. Dolayısıyla uygulamada, Türkiye‐Polonya arasındaki uyuşmazlıklarda, her
iki ülkenin prosedür ve iç hukuk kuralları ile uluslararası anlaşmalar birlikte
dikkate alınmalıdır.
Kaynaklar: Çeşitli mevzuat, uluslararası anlaşma ve yayınlar dikkate alınarak
hazırlanmıştır[5][8][10][11][12][2][3][6][15][1][16][17].
[1] Judiciary of Poland - Wikipedia
https://en.wikipedia.org/wiki/Judiciary_of_Poland
[2] [13] Türkiye - Global Arbitration Review
https://globalarbitrationreview.com/review/the-european-arbitration-review/2025/article/turkiye
[3] [4] [14] Arbitration in Poland • Aceris Law
https://www.acerislaw.com/arbitration-in-poland/
[5] T.C. Ticaret Bakanlığı
https://ticaret.gov.tr/yurtdisi-teskilati/avrupa/polonya/ikili-anlasmalar/iki-ulke-arasinda-ticaretin-altyapisini-olusturan-anlasma-ve-protokoller
[6] [7] Europe Cement v. Turkey | Investment Dispute Settlement Navigator |
UNCTAD Investment Policy Hub
https://investmentpolicy.unctad.org/investment-dispute-settlement/cases/260/europe-cement-v-turkey
[8] [9] [10] POLONYA MAHKEMESİ BOŞANMA KARARININ TÜRKİYE’DE TANINMASI - Avukat
Şerif Yılmaz | Türk Hukuku Avukatı
https://av-yilmaz.de/polonya-mahkemesi-bosanma-kararinin-tuerkiyede-taninmasi/
[11] [12] Çocuk Kaçırma - karta-pobytu.pl
https://karta-pobytu.pl/tr/baza-wiedzy/uprowadzenie-dziecka/
[15] Commercial mediation in Poland | Commercial mediation - a global
review | Linklaters
https://www.linklaters.com/en-us/insights/publications/commercial-mediation-a-global-review/global-guide-commercial-mediation/poland
[16] [17] Türkiye'de yargı teşkilatı - Vikipedi
https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%27de_yarg%C4%B1_te%C5%9Fkilat%C4%B1